Telefon: 0216 305 35 08    Adres: E-5 Maltepe Köprüsü, Atatürk Cd. No:150/D, 34844 Maltepe

Veteriner | ENDODONTİK VE PERİAPİKAL HASTALIKLAR


Veteriner

ENDODONTİK VE PERİAPİKAL HASTALIKLAR

Endodonti, dişin iç kısmıyla (pulpa) ilgilenen diş tedavi disiplinidir. Pulpa, dişin içinde dentinle çevrili boşluğu dolduran bir bağ dokudan oluşan, diş gelişimi için embriyolojik olan, diş gelişimi tamamlandıktan sonra katı diş yapısının içinde kalan fizyolojik bir organdır. Zira dentinal tübüllerin varlığı nedeniyle pulpa dentinal irkiltiye yanıt vermektedir. Pulpa, hücreler arası esas madde, hücreler, lifler, damarlar ve sinirlerden ibaret homojen bir kitledir.

Pulpa’nın;

1. Odontoblastlar vasıtasıyla dentin oluşumu,

2. Odontoblast uzantıları aracılığıyla dentin’in beslenmesi,

3. Pulpa’nın ve dentin’in duyarlılığını oluşturan sensible sinirler ve dolaşımı ayarlayan kan damarı kas tabakasında yer alan motorik sinirleri ile sinir desteği sağlamak ve

4. Dentin’i tamir etmek suretiyle dişin dış etkilere karşı korunmasını sağlamak gibi görevleri vardır.

Diş çürüğü eğer erken tespit edilirse ve uzaklaştırılırsa, pulpada geri dönüşlü bir yangıya sebep olur. Bununla birlikte dentinde bulunan pulpaya açılmış derin çürük, iyileşmek bir tarafa, enfekte olabilir. Bir diş kırığı, pulpanın açığa çıkmasına neden olacağından önemlidir ve geri dönüşsüz bir klinik sorun yaratabilir. (Resim 32) Çünkü pulpanın iyileşme gücünü ortadan kaldırır. Köpek ve kedilerde kırıkların en fazla
görüldüğü dişler, kanin dişler ve 4. maksillar premolar dişlerdir. Kanin diş kırıkları daha çok genç ve iri ırk köpeklerde gözlenirken, 4. maksillar diş kırıkları daha ziyade yaşlı ve küçük ırk köpeklerde görülmektedir. Eğer açığa çıkmış pulpa üzerinde bir tamir yapılırsa, kan desteğinin dejenerasyonu ve bunu takip eden doku otolysis’i oluşur. Pulpa multiple ovifisler (foramina apicalisler) vasıtasıyla periapikal bağ doku ile ilişkilidir.

Kök kanalı, alveolar kemikle direkt ilişkili ve onu desteklemekte olan bir kör kesedir. Pulpa dokusu, bir kez dejenere olursa, apikal yangı yanıtı doğurur. Kaynak dişin çekimi ya da endodontik tedavi ile uzaklaştırılmaksızın kemikteki hücreler ve apikal-periodontal ligament, etkiye karşı bir barikat olarak görev yapar. Son apikal tepki, periodontitistir. Bu durum anormallik düzeltilinceye kadar kalır. Endodontik tedavi, apikal periodontitis gelişmeden evvel yapılmalıdır. Bu bilgiler doğrultusunda enfeksiyon etkenlerinin pulpa’ya giriş yollarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

1. Diş çürüklerinde, dentin kanalları yoluyla,

2. Kuron kırıklarında, pulpa’nın açığa çıkması sonucu,

3. Periodontal hastalıklarda, periodontal membran yoluyla,

4. Bakteriyemi ya da septisemi sırasında, kan dolaşımı ile,

5. Hatalı kavite hazırlanması sonucu, iatrojenik olarak.

Pulpa’nın yangısı olan pulpitis, köpek ve kedilerde ancak diş taşı temizliği esnasında pulpa’ya kadar inen çürüğün uzaklaştırılmasından sonra belirlenebilir. Diş renginde değişiklik söz konusu değildir. Radyolojik olarak periodontal aralık ve lamina dura’nın normal olduğu gözlenir. İnsan hekimliğinde kullanılan vitalometrik tanı yöntemleri (dişe sıcak, soğuk veya elektrik akımı uygulamak gibi), hayvanların savunma reaksiyonları ya da ağrıya tahammüllü olabilmeleri nedeniyle tanıda yardımcı değildirler.

Pulpa nekrozu; yangısal, travmatik, iatrojenik (Arsenik, paraformaldehid gibi

kostik ilaçların pulpa’ya uygulanması veya hatalı uygulanan akrilik gibi dolgularla ) ya da radyasyon, elektrik ve termik etkilerle oluşan pulpa ölümüdür. İlk bakışta renk bozukluğuyla diş tanınır. Ender olarak pulpa nekrozu bulunan bir dişte renk değişimi görülmez. Kuron kırığı sonucu ya da karies sonucu oluşan pulpa nekrozunda bir sonda ile pulpa odası sondalandığında kanama olmadığı gözlenir. Pulpa ölümünden bir süre sonra alınan radyografide, kök ucu üçte birinde periodontal membran genişlemesi görülür. Genç yaşta pulpa nekrozu oluşursa, ileri yaşlarda dentin yapımının durması nedeniyle pulpa boşluğunun diğer dişlerden büyük olduğu izlenir. Pulpa nekrozu total ya da parsiyel olabilir. Pulpa nekrozunun sağaltımı da kök kanalı sağaltımı ile yapılmaktadır.

Periapikal yanıt ise dört şekilde görülür:

Akut Periapikal Periodontitis: Periapikal dokulara ilişkin olarak ilk ortaya çıkan lezyon, akut periapikal periodontitis’tir. Radyografide kök ucu etrafındaki periodontal membranda bir genişleme görülür. Pulpa’daki lezyonun periapikal dokulara yayılması ile oluşabileceği gibi hatalı kök kanalı tedavisinden sonra da gözlenebilir. Sağaltımda asıl neden ^rtadan kaldırılmalıdır.

Apse Şekillenmesi : Genellikle çabuk gelişir, ağrı ve şişkinlik doğurur.

Gözlenen belirtiler; düşkünlük, tek taraflı çiğneme ya da iştah kaybıdır. Dişe dokunulduğunda ağrı saptanır. Ancak ağrı, kedi ve köpeklerde gözlenmeyebilir. Eğer apsenin gelişimine izin verilirse kemikteki yıkımlanma fistül şekilleninceye, basınç hafifleyinceye kadar sürer. Fistülün içerisine bir metal sokularak çekilen radyografi, olayın kaynağı hakkında bilgi verir. Akut apseler, bağ doku duvarının oluşmasıyla kronik hale geçebilir (kronik periapikal apse). Apsenin akut mu, kronik mi olduğunu tayin etmede önemli olan faktörler; hastanın direnci, bakterial organizmaların mevcudiyeti ve asıl hastalığın sebebidir. Akut apse, yangısel hücrelerin infiltrasyonuyla birleşiktir. Kronik apseler, fibroblast ve kollagenden zengin bir hücre tabakasınca kuşatılmış yangısel infiltrat bulunan periodontal hastalık lezyonuna

benzemektedir. Kronik apseler, kalsiyumun uzaklaştırılması sonucu,

periapical alanda radyolusent bir görüntü oluşması sonucu son derece kolay teşhis edilir.

Akut apikal apselerin sağaltımında, kök kanalı vasıtasıyla, cerrahi ensizyonla ya da kemiğin trephiantion’u ile drenaj sağlanır ve ilaveten antibiyoterapi uygulanır. Kronik apikal apselerde, kök kanalı sağaltımı ya da kök rezeksiyonu yapılır.

Kist Şekillenmesi :Kemiğin kortikal tabakasının iyi diferensiyasyonu ile çevrelenmiş bir radyolusent lezyon olarak görülür.

Teşhis : Sadece histolojik muayene ile kesinleştirilebilir.

Tedavi : Diş çekimi, konservatif endodontik tedavi ya da apikoektomiden ibarettir. Kist şekillenmesi, kökün şekillenmesinden sonra arta kalan periodontal ligamentteki epiteliyal hücre kalıntılarının aktivasyonunun bir sonucu olarak şekillenir. Başlatıcı etmenler belirlenememiştir. Kronik apseler gibi kist şekillenmesi de, periapikal bir irkiltinin vücut tarafından dışlanmasının bir görüntüsü olabilir. Sağlıklı taraftaki bu hücreler normaldir.

Cellulitis:

Enfeksiyon, primer

 

kontaminasyon alanında bitişik dokulara yayılabilir. Enfeksiyonun yayılması, organizmanın patojenitesine bağlıdır. Granülsüz polimorf nüklear lökositlerden salınan streptokinaz ya da lizozomal enzimler, enfeksiyonun yayılmasına yardımcı olabilir. Sınırlandırıcı faktör, kökün apeksine bitişik olan kas inzersiyoları ile ilişkili görünmektedir. Böylelikle buradaki enfeksiyonun ağız içerisinde fistül, şişkinlik oluşturarak kalması sağlanıp, kafa ya da boyunun yüze ait bölümlerine ulaşmasına engel olmaktadır.