Kurban Bayramı'nda gebe hayvanların kesilmesini önlemek için kurbanlıklara ultrason cihazıyla gebelik testi yaptırılması konusunda vatandaşlar uyarıldı.
Bu yıl Kurban Bayramı'nın hayvanların gebelik dönemine denk geldiğini bildirilen uzmanlar, gebelik testi yaptırmadan kesilen dişi hayvanların hem ülke ekonomisine zarar verebileceğini hem de dini açıdan etik olmadığını dile getirdiler.
Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi de Kurban Bayramı öncesinde gebe ineklerin kesimini engellemek amacıyla ücretsiz gebelik testi uygulaması başlattı.
Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Atasever, yaptığı açıklamada, pazarlarda kurbanlık seçerken öncelikle hayvanların kulak küpesine bakılması gerektiğini belirterek, hayvanın veteriner sağlık raporunun da bulunması gerektiğini söyledi.
Kulak küpesi olmayan hayvanların kaçak olabileceğini, dolayısıyla hastalıklı olabileceğini belirten Atasever, sağlık raporu olmayan ve küpesiz hayvanlardan uzak durulmasını önerdi. Kurban bayramlarında çok yoğun bir şekilde hayvan kesildiğini anımsatan Atasever, ''2 milyonun üzerinde hayvan kesiliyor. Tabii büyük bir sektör oluşuyor burada. Hayvanları seçerken özellikle dişi hayvanlardan uzak durmamız gerekiyor. Kurban için erkek hayvanların kesilmesini önermek lazım'' diye konuştu.
-''Çok sayıda gebe hayvan kesiliyor''-
Türkiye'de hayvan sıkıntısı yaşandığını anlatan Atasever, şunları kaydetti: ''Hayvan sayımız zaten yetersiz. Hayvan sıkıntısı yaşıyoruz. Yurt dışından da hayvan ithalatı yapıyoruz. Bütün bunların önüne geçmenin temel önlemlerden birisi dişi hayvanların kesilmesini önlemektir. Bundan daha önemlisi gebe hayvanların kesilmesini önlemek lazım ve pazarlarda çok sayıda gebe hayvan kesiliyor. Zaten yasal olarak gebeliğin ilk altı ayını geçirmişse kesilmesi yasak. Ama maalesef kurban bayramlarında çok sayıda gebe, dişi hayvan kesiliyor. Bunun ülke ekonomisine hem zararı var hem de hayvan refahı açısından gebe hayvanların kesilmesi doğru değil. Ama kesin olarak ülke ekonomisine büyük bir zararı var.''
''Gebe hayvanlardan uzak durmak ülke için bir zorunluluktur'' diyen Atasever, gebe hayvanların satılmasının da yasaklanması gerektiğini belirterek, bunun için ya yaptırım gücü olan cezai işlem uygulanması ya da pazarlarda veteriner hekim bulundurularak, gebe hayvanların pazara girişinin engellenmesi gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Atasever, ''Biz Atatürk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi olarak gebe hayvanların ultrasonunu yapıyoruz. Bize getirebilirler. Belki belediyelerle anlaşılarak, pazarlarda sürekli veteriner hekimler tarafından gebelik testi yapılarak, hayvanların satılmasına müsaade edilebilir. Gebe hayvanların kesilmesinin hayvan refahı açısından da dini açıdan da uygun olmadığını düşünüyorum. Gebe hayvanların ultrasonuna bakılmasının zorunla hale getirilmesi lazım'' dedi.
-Ücretsiz gebelik testi hizmeti-
Atasever, hem laboratuvar ortamında hem de kolayca taşınan mobil ultrason cihazıyla hayvanların gebelik testinin yapıldığını söyledi. Büyükşehir Belediyesinin kendilerinde talep etmesi halinde, pazar yerlerinde hayvanların gebelik testini yapabileceklerini ifade eden Atasever, şunları ifade etti:
''Yasal olarak bizim gidip hayvan pazarlarında, gebe hayvanların satımını engelleme gibi bir şansımız yok. İlgili kurumlardan, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile belediyelerden bize talep gelirse, öğretim üyelerimizi hayvan pazarlarına gönderip, gebe hayvanların satışına engel olabiliriz. Yani talep olursa bunu rahatlıkla karşılarız. Böyle bir uygulama ülke ekonomisi açısından önemli, bunun yapılması da mümkün. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü bize veteriner hekimlerini gönderip, bizden bilgi desteği de alabilir.''
Suni tohumlamadan 30 gün sonra gebeliği tespit edebildiklerini vurgulayan Atasever, ''Gebelik testi son derece kolay. Elimizde fazla sayıda ultrason cihazımız var. Hem mobil taşınabilir hem de kliniklerimizde ultrasonlarımız var. Hayvanın gebeliğinden şüphe duyan vatandaşlar hayvanları bize getirirlerse, gebe olup olmadığına biz ücretsiz bakabiliriz'' diye konuştu.
-Kurbanlıkları seçerken dikkat edilecek hususlar-
Hayvanları seçerken ilk başta, hayvanın genel durumuna bakılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Atasever, şunları kaydetti:
''Hayvan çok zayıfsa, bunda mutlaka bir problem vardır. Aşırı zayıf hayvanlarda bir hastalık belirtisi olabilir. Bu hayvanlardan uzak durmak gerekiyor. Bunun dışında, hayvanın kılları karmaşık bir yapıdaysa, arka bölgesine dışkı bulaşıkları varsa, ishal, öksürük varsa, gözleri matsa, çok sakin duruyorsa, aşırı hareketliyse, yani sağa sola saldırıyorsa, bunlar hastalık belirtisi olabilir. Bu tür durumlardan uzak durulmalı.''
Vatandaşın kurbanlık için tüyleri düzgün, net bakan, iyi beslenmiş hayvanları tercih etmesini öneren Atasever, hayvanları seçtikten sonra duygusal davranılıp, hayvana yem yedirildiğini anımsatarak, son 12 saat içerisinde hayvana yem verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Eğer hayvana yem verilirse hem kesiminin zor olduğunu hem de ete işkembenin yırtılması sonucu birtakım kalıntıların bulaşabileceğini dile getiren Atasever, ''Bundan da uzak durmak lazım. Yani son 12 saat içerisinde kesinlikle hayvana hiçbir şey yedirmemek gerekiyor'' şeklinde konuştu. Kurbanda hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvanın kesilebileceğini ve ikisinin de dinen uygun olduğunun altını çizen Atasever, ''Küçükbaş hayvan çok az kaldı. Büyükbaşta birden fazla insanın aynı hayvanı kesme şansı var. İkisi de normalde kesilebilir ama hem küçükbaşta hem de büyükbaşta erkek hayvan tercih edilmelidir'' diye konuştu.
- Su keselerine benzin dökülüp yakılmalı-
Kurbanlık hayvan pazardan alındıktan sonra dikkat edilmesi gereken bazı hususların olduğunu ifade eden Prof. Dr. Atasever, ''Eğer hayvanın kesilmesinden sonra bir anormallik varsa, mesela kanı pıhtılaşmıyorsa, geç pıhtılaşıyorsa, kanın rengi siyahımtrak bir renge dönüşmüşse, yağ dokularında sarılık varsa, iç organlarının üzerinde büyük su keseleri varsa. Bu su keseleri çok önemli. Eğer hayvanın organlarının üzerinde su keseleri varsa, bunlar derin bir kuyuya gömülüp, üzerine benzin dökülüp yakılması lazım'' diye konuştu.
Su keseleri yakılmayarak, sokağa atılırsa ara konakçı durumunda olan köpeklerden insanlara parazitlerin bulaşabileceğini dile getiren Atasever, ''Dolayısıyla insanlara hastalık bulaşmasına neden oluyor. Bunun için büyük su keseleri 1-2 metrelik çukurlar kazıp oraya gömmeliyiz. Yakılmazsa bile üzerine mutlaka kireç dökülmeli'' ifadesini kullandı.
Dalak aşırı büyümüşse, iç organlarında kanamalar varsa bunların bir veteriner hekime bildirilmesini gerektiğini vurgulayan Atasever, veteriner hekim tarafından yapılan kontrolün ardından etin tüketilmesine karar verilmesi gerektiğini söyledi.
-''Hayvandan insana bulaşan hastalıklar''-
Hayvanlardan insanlara geçen 200'den fazla hastalığın olduğunu dile getiren Prof. Dr. Atasever, şöyle dedi:
''Bu hastalıklardan korunmak için herhangi bir şüphe durumunda veteriner hekime başvurmak lazım. Bu iki yüz hastalığın içerisinde öldürücü hastalıklar da var. Ama öldürücü olmayan, uzun süre hem kronik hem de hastalığını risk eden birçok hastalık var. Bunların başında verem, antraks (şarbon), parazite hastalıklar.Bütün bunlar insanlara bulaşabiliyor ve bunun sonucunda insanlarda ölüme varabilen değişik durumlar ortaya çıkabiliyor.''
Hayvan kesildikten sonra etin dinlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Atasever, kesimden sonra etlerin 5-6 saat serin bir yerde bekletilmesini gerektiğinin altını çizdi.
Eğer parça et olarak muhafaza edilecekse buzdolabında üç gün kadar muhafaza edilebileceğini ifade eden Atasever, kıymaların ise sadece bir gün muhafaza edilebileceğini ifade etti.