Karnın ventral’inde deri
median hattan sağa, sola uzaklaşılınca derinin hemen altında fascia bulunur, bu yüzlek ve derin olmak zero iki tabakadır. Yüzlek tabaka yağ ihtiva eder. Ayrıca değişik vücut tSltrelnrinde deri kanını (muNCulus cutaneus)taşır. Bu fascia tabakası
laştırılması deri kasının kontraksiyonları ile deriyi hareketlendirmesi, titretmesi neticesinde olur. Derin fascia tabakası kas veya kas ihtiva etmez. Ancak altında bulunan kasları sararlar ve kaslar arasına septa gönderirler. Yüzlek fascia taşıdığı kas tabakası ile beraber panni-culus carnosus, yağ ile panniculus adiposus adını alır. Sırtta bulunana M. cut- aneus trunci’den ayrılan ve preputium’a giden deri kası parçası m. pare- putialis cranialis (protraktor) diye isimlendirilir. Deri kası dirsek eklemi (articulatio cubiti) hizasında koltuk altına doğru ilerler ve m. latissimus dorsi ile Mm.
pectorales'lerle birleşir. Halbuki deri kası geride böl bölgesine ve thorax’in dorsal’ine doğru uzanır. Ossa coxae’nin önünde fossa paralumbalis’i (açlık çukuru) yapar. Ancak inguinal sahada deri kası görülmez. Canalis inguinalis bu bölgede oluşur ve exter- nal pudendal damarlara burada rastlanır. Bu damarlar canalis ingui- nalis’den geçerler. Dişilerde caudal meme komplekslerini, erkeklerde preputium’u vaskularize ederler ve venöz kanı geri götürürler. External pudendal damarlar (A. epigástrica superficialis caudalis) caudal olan iki yahut üç çift memeyi besler. Fakat cranial üçüncü çift A. thoracica interna’nın kolu olan, A. epigástrica superficialis cranialis tarafından da beslenebilir. Cranial ve caudal epigastric arteriler memelerin içinde yahut subcutan olarak anastomoz olurlar. Tabii bu hal daha ziyade
Mı
M| v i:.k«k tfdiılUıl organlarının yüzlük damarları, a) tuber ischii’nin yeri, b)
» uorlııal iii i kiIIu u«n(a «n n arrntnliıı chikIiiIİh al
iva ederler. Preputium’un caudal’inde scrotum yer alır. Bunlar sağlı, lu iki torba olup testis’leri muhafaza ederler. Yukarıda yapılan ensiz- ı preputium’un yan tarafından scrotum’ların arasından (raphe
scroti) bis’e kadar uzatılır. Praputium’un dış deliği bazen anormal derecede çiik olur ve penis’in dışarı çıkmasına mani olur (phimosis). Bu ligin içeriye dönmesi neticesi (penis dışarıya çıktıktan sonra) glans nis preputium içerisine dönmeyebilir (paraphimosis), visceral ve pa- ıtal yapraklar iltihaplanınca (balanitis) oluşur. Bu da lokal olarak te- vi edilebilir.
Köpekte orta hattın her iki tarafından sıra halinde 5 çift meme başı lunur. Her bir meme (mamma) bir meme başına (papilla mammae) hiptir. ilk ikisi (
cranialçift) pectoral yahut thoracic, ikinci çift abdom- f»l son çift ise inguinal olarak bulunur.
Deriyi papillaların {papilla mammae) etrafında yuvarlak olarak stikten sonra deriyi sırta doğru ayırınız. Her hayvanda memeler iyi lişmez. Ancak fonksiyonel durumda olan memelerde büyük bir corpus ammae görülür. Corpus mammae glanduler doku (paranchyma), ığdoku (stroma) dan oluşur ve deri ile sarılmıştır. Corpus, sinüs lactif- us yani süt toplanma boşluklarını ihtiva eder. Bu boşluklar ayrıca palla mammae içine de uzanır.
Ductus papillares, papilla mammae inde bulunan süt boşluğunun bir devamıdır. Ancak ductus papillares î sinüs lactiferus’un papilla mammae içindeki ventral nihayeti asında sphincter papillae bulunur. Bu sphincter sütün istenmediği za- anlarda memeden akmasına mani olur. Köpek meme başında 7-16 ka- ır ductus papillares vardır. Hiç şüphesiz her biri bir deliğe (ostium pa- llare) sahiptir. Cranial ilk iki meme kompleksinin lenfi ayrı ayrı lenf imarları ile ln. axillaris’eyahutta ln. inguinalis superficialis’e akar, audal abdominal ve inguinal memenin lenfi ise inguinal lenf yumruma gider. Eğer, kanser bir taraftaki bir meme kompleksinde görülürse sıradaki memeleri vücuttan ayırmak en emin şirurjikal tedbir olur, demeler bir çok infeksiyonlara ve değişimlere maruz kalır. Örneğin; astitis, aplasia, hypoplasia hatta tümörler. Uterus, ovarium’un alınma- halinde dişi köpekte, meme tümörleri nadiren görülür.
ulaştırılması deri kasının kontraksiyonları ile deriyi hareketlendirmesi, titretmesi neticesinde olur. Derin fascia tabakası kas veya kas ihtiva etmez. Ancak altında bulunan kasları sararlar ve kaslar arasına septa gönderirler. Yüzlek fascia taşıdığı kas tabakası ile beraber panni-culus carnosus, yağ ile panniculus adiposus adını alır. Sırtta bulunana M. cut- aneus trunci’den ayrılan ve preputium’a giden deri kası parçası m. pare- putialis cranialis (protraktor) diye isimlendirilir. Deri kası dirsek eklemi (articulatio cubiti) hizasında koltuk altına doğru ilerler ve m. latissimus dorsi ile Mm.
pectorales'lerle birleşir. Halbuki deri kası geride böl bölgesine ve thorax’in dorsal’ine doğru uzanır. Ossa coxae’nin önünde fossa paralumbalis’i (açlık çukuru) yapar. Ancak inguinal sahada deri kası görülmez. Canalis inguinalis bu bölgede oluşur ve exter- nal pudendal damarlara burada rastlanır. Bu damarlar canalis ingui- nalis’den geçerler. Dişilerde caudal meme komplekslerini, erkeklerde preputium’u vaskularize ederler ve venöz kanı geri götürürler. External pudendal damarlar (A. epigástrica superficialis caudalis) caudal olan iki yahut üç çift memeyi besler. Fakat cranial üçüncü çift A. thoracica interna’nın kolu olan, A. epigástrica superficialis cranialis tarafından da beslenebilir. Cranial ve caudal epigastric arteriler memelerin içinde yahut subcutan olarak anastomoz olurlar. Tabii bu hal daha ziyade
laştırılması deri kasının kontraksiyonları ile deriyi hareketlendirmesi, titretmesi neticesinde olur. Derin fascia tabakası kas veya kas ihtiva etmez. Ancak altında bulunan kasları sararlar ve kaslar arasına septa gönderirler. Yüzlek fascia taşıdığı kas tabakası ile beraber panni-culus carnosus, yağ ile panniculus adiposus adını alır. Sırtta bulunana M. cut- aneus trunci’den ayrılan ve preputium’a giden deri kası parçası m. pare- putialis cranialis (protraktor) diye isimlendirilir. Deri kası dirsek eklemi (articulatio cubiti) hizasında koltuk altına doğru ilerler ve m. latissimus dorsi ile Mm.
pectorales'lerle birleşir. Halbuki deri kası geride böl bölgesine ve thorax’in dorsal’ine doğru uzanır. Ossa coxae’nin önünde fossa paralumbalis’i (açlık çukuru) yapar. Ancak inguinal sahada deri kası görülmez. Canalis inguinalis bu bölgede oluşur ve exter- nal pudendal damarlara burada rastlanır. Bu damarlar canalis ingui- nalis’den geçerler. Dişilerde caudal meme komplekslerini, erkeklerde preputium’u vaskularize ederler ve venöz kanı geri götürürler. External pudendal damarlar (A. epigástrica superficialis caudalis) caudal olan iki yahut üç çift memeyi besler. Fakat cranial üçüncü çift A. thoracica interna’nın kolu olan, A. epigástrica superficialis cranialis tarafından da beslenebilir. Cranial ve caudal epigastric arteriler memelerin içinde yahut subcutan olarak anastomoz olurlar. Tabii bu hal daha ziyade
gelişmemiş olan memelerde görülür. Meme sahasında sinirler de mevcuttur. Bunlar segmental olarak bulunurlar. Yani omur ilikten (Medulla sipinalis) arka arkaya çıkarlar, foramen intervertebrale’lerden can-alis vertebralis'li terkederler. Her birinin numarası vardır. Örneğin, VI. göğüs siniri VI. ve VII. göğüs omuru arasındaki delikten ayrılır. Mamafih boyun bölgesinde VII boyun omuru olduğu halde VIII. çift boyun siniri (Nn. cervicales) mevcuttur. Birincisi baş ile I. vertebra cervical-is,VIII. nervus cervicalis ise VII. boyun omuru ile I. göğüs omuru arasından çıkar. Birinci thoracal çift IV., V., VI., caudal thoracal çift
VI., VII., Nn. sipinales’in ventral ve deriye ait kollar ile abdominal ve inguinal meme komplexleri ise N. iliohypogastricus cranialis, N. ilio-hypogastricus caudalis ve N. ilioinguinalis ile innerve edilir. Sympathetic iplikler meme kan damarlarına refakat ederler. Şüphesiz bu sinirler impulsları yani uyarımları meme derisinden alırlar ve merkeze götürürler. Memede iskelet kası yoktur.
Yüzlek ve derin fascia bazen birbirinden çok zor ayrılır, hatta bunları ayırırken deri kası parçalanır. Göğüste iki pectoral kas vardır. Transversal olanı sternum’un cranial 1/3 ünden çıkar ve ön bacağa yapışır. Bunun arkasında derin olan pectoral kas yer alır. Her iki kas bacağın adductor’udur. Bacağı vücuda yaklaştırıcıdır.
Kaslar, hareket için lüzumlu anatomik yapılar olup üç tiptir:
a) Çizgili kaslar,
b) Düz kaslar,
c) Kalp kası,
Çizgili kaslar umumiyetle direk veya endirek olarak iskelet ile ilişkilidir. Kemiklerden çıkıp tendolar vasıtasıyla kemiklere yapışan tendo (kas kirişi), kasların meydana getirdiği kuvvetli iskelete nakleden yardımcı unsurlar olup genellikle yuvarlak bir görünüşte, beyaz, sık fibröz dokudan yapılmışlardır. Eğer bunlar, geniş fibröz bir tabaka halinde görünürse aponeurosis olarak isimlendirilir (karın kaslarında olduğu gibi). Her kasta bir origo (başlangıç), bir de insertio (kasın sonucu) vardır. Origo, insertio’ya nazaran daha az hareketlidir. Kas, kas ipliklerinden yapılmıştır.
Bu iplikler kasılır intertio noktasını origo’ya doğru çeker. Yani kasın bir ucu sabit kalır {punçtum fixum) diğer ucu yapıştığı nokta(punc-tum mobili) hareket eder. Kas iplikleri çoğunlukla bir kas boyunca devam etmez, bağ doku ile diğer ipiliklere bağlanırlar. Bir kasın tam kont-raksivonu (kasılması) demek bütün ipliklerin kasılması demektir.
gelişmemiş olan memelerde görülür. Meme sahasında sinirler de mevcuttur. Bunlar segmental olarak bulunurlar. Yani omur ilikten (Medulla sipinalis) arka arkaya çıkarlar, foramen intervertebrale’lerden can-alis vertebralis'li terkederler. Her birinin numarası vardır. Örneğin, VI. göğüs siniri VI. ve VII. göğüs omuru arasındaki delikten ayrılır. Mamafih boyun bölgesinde VII boyun omuru olduğu halde VIII. çift boyun siniri (Nn. cervicales) mevcuttur. Birincisi baş ile I. vertebra cervical-is,VIII. nervus cervicalis ise VII. boyun omuru ile I. göğüs omuru arasından çıkar. Birinci thoracal çift IV., V., VI., caudal thoracal çift
VI., VII., Nn. sipinales’in ventral ve deriye ait kollar ile abdominal ve inguinal meme komplexleri ise N. iliohypogastricus cranialis, N. ilio-hypogastricus caudalis ve N. ilioinguinalis ile innerve edilir. Sympathetic iplikler meme kan damarlarına refakat ederler. Şüphesiz bu sinirler impulsları yani uyarımları meme derisinden alırlar ve merkeze götürürler. Memede iskelet kası yoktur.
Yüzlek ve derin fascia bazen birbirinden çok zor ayrılır, hatta bunları ayırırken deri kası parçalanır. Göğüste iki pectoral kas vardır. Transversal olanı sternum’un cranial 1/3 ünden çıkar ve ön bacağa yapışır. Bunun arkasında derin olan pectoral kas yer alır. Her iki kas bacağın adductor’udur. Bacağı vücuda yaklaştırıcıdır.
Kaslar, hareket için lüzumlu anatomik yapılar olup üç tiptir:
a) Çizgili kaslar,
b) Düz kaslar,
c) Kalp kası,
Çizgili kaslar umumiyetle direk veya endirek olarak iskelet ile ilişkilidir. Kemiklerden çıkıp tendolar vasıtasıyla kemiklere yapışan tendo (kas kirişi), kasların meydana getirdiği kuvvetli iskelete nakleden yardımcı unsurlar olup genellikle yuvarlak bir görünüşte, beyaz, sık fibröz dokudan yapılmışlardır. Eğer bunlar, geniş fibröz bir tabaka halinde görünürse aponeurosis olarak isimlendirilir (karın kaslarında olduğu gibi). Her kasta bir origo (başlangıç), bir de insertio (kasın sonucu) vardır. Origo, insertio’ya nazaran daha az hareketlidir. Kas, kas ipliklerinden yapılmıştır.
Bu iplikler kasılır intertio noktasını origo’ya doğru çeker. Yani kasın bir ucu sabit kalır {punçtum fixum) diğer ucu yapıştığı nokta(punc-tum mobili) hareket eder. Kas iplikleri çoğunlukla bir kas boyunca devam etmez, bağ doku ile diğer ipiliklere bağlanırlar. Bir kasın tam kont-raksivonu (kasılması) demek bütün ipliklerin kasılması demektir.
gelişmemiş olan memelerde görülür. Meme sahasında sinirler de mevcuttur. Bunlar segmental olarak bulunurlar. Yani omur ilikten (Medulla sipinalis) arka arkaya çıkarlar, foramen intervertebrale’lerden can-alis vertebralis'li terkederler. Her birinin numarası vardır. Örneğin, VI. göğüs siniri VI. ve VII. göğüs omuru arasındaki delikten ayrılır. Mamafih boyun bölgesinde VII boyun omuru olduğu halde VIII. çift boyun siniri (Nn. cervicales) mevcuttur. Birincisi baş ile I. vertebra cervical-is,VIII. nervus cervicalis ise VII. boyun omuru ile I. göğüs omuru arasından çıkar. Birinci thoracal çift IV., V., VI., caudal thoracal çift
VI., VII., Nn. sipinales’in ventral ve deriye ait kollar ile abdominal ve inguinal meme komplexleri ise N. iliohypogastricus cranialis, N. ilio-hypogastricus caudalis ve N. ilioinguinalis ile innerve edilir. Sympathetic iplikler meme kan damarlarına refakat ederler. Şüphesiz bu sinirler impulsları yani uyarımları meme derisinden alırlar ve merkeze götürürler. Memede iskelet kası yoktur.
Yüzlek ve derin fascia bazen birbirinden çok zor ayrılır, hatta bunları ayırırken deri kası parçalanır. Göğüste iki pectoral kas vardır. Transversal olanı sternum’un cranial 1/3 ünden çıkar ve ön bacağa yapışır. Bunun arkasında derin olan pectoral kas yer alır. Her iki kas bacağın adductor’udur. Bacağı vücuda yaklaştırıcıdır.
Kaslar, hareket için lüzumlu anatomik yapılar olup üç tiptir:
a) Çizgili kaslar,
b) Düz kaslar,
c) Kalp kası,
Çizgili kaslar umumiyetle direk veya endirek olarak iskelet ile ilişkilidir. Kemiklerden çıkıp tendolar vasıtasıyla kemiklere yapışan tendo (kas kirişi), kasların meydana getirdiği kuvvetli iskelete nakleden yardımcı unsurlar olup genellikle yuvarlak bir görünüşte, beyaz, sık fibröz dokudan yapılmışlardır. Eğer bunlar, geniş fibröz bir tabaka halinde görünürse aponeurosis olarak isimlendirilir (karın kaslarında olduğu gibi). Her kasta bir origo (başlangıç), bir de insertio (kasın sonucu) vardır. Origo, insertio’ya nazaran daha az hareketlidir. Kas, kas ipliklerinden yapılmıştır.
Bu iplikler kasılır intertio noktasını origo’ya doğru çeker. Yani kasın bir ucu sabit kalır {punçtum fixum) diğer ucu yapıştığı nokta(punc-tum mobili) hareket eder. Kas iplikleri çoğunlukla bir kas boyunca devam etmez, bağ doku ile diğer ipiliklere bağlanırlar. Bir kasın tam kont-raksivonu (kasılması) demek bütün ipliklerin kasılması demektir.
gelişmemiş olan memelerde görülür. Meme sahasında sinirler de mevcuttur. Bunlar segmental olarak bulunurlar. Yani omur ilikten (Medulla sipinalis) arka arkaya çıkarlar, foramen intervertebrale’lerden can-alis vertebralis'li terkederler. Her birinin numarası vardır. Örneğin, VI. göğüs siniri VI. ve VII. göğüs omuru arasındaki delikten ayrılır. Mamafih boyun bölgesinde VII boyun omuru olduğu halde VIII. çift boyun siniri (Nn. cervicales) mevcuttur. Birincisi baş ile I. vertebra cervical-is,VIII. nervus cervicalis ise VII. boyun omuru ile I. göğüs omuru arasından çıkar. Birinci thoracal çift IV., V., VI., caudal thoracal çift
VI., VII., Nn. sipinales’in ventral ve deriye ait kollar ile abdominal ve inguinal meme komplexleri ise N. iliohypogastricus cranialis, N. ilio-hypogastricus caudalis ve N. ilioinguinalis ile innerve edilir. Sympathetic iplikler meme kan damarlarına refakat ederler. Şüphesiz bu sinirler impulsları yani uyarımları meme derisinden alırlar ve merkeze götürürler. Memede iskelet kası yoktur.
Yüzlek ve derin fascia bazen birbirinden çok zor ayrılır, hatta bunları ayırırken deri kası parçalanır. Göğüste iki pectoral kas vardır. Transversal olanı sternum’un cranial 1/3 ünden çıkar ve ön bacağa yapışır. Bunun arkasında derin olan pectoral kas yer alır. Her iki kas bacağın adductor’udur. Bacağı vücuda yaklaştırıcıdır.
Kaslar, hareket için lüzumlu anatomik yapılar olup üç tiptir:
a) Çizgili kaslar,
b) Düz kaslar,
c) Kalp kası,
Çizgili kaslar umumiyetle direk veya endirek olarak iskelet ile ilişkilidir. Kemiklerden çıkıp tendolar vasıtasıyla kemiklere yapışan tendo (kas kirişi), kasların meydana getirdiği kuvvetli iskelete nakleden yardımcı unsurlar olup genellikle yuvarlak bir görünüşte, beyaz, sık fibröz dokudan yapılmışlardır. Eğer bunlar, geniş fibröz bir tabaka halinde görünürse aponeurosis olarak isimlendirilir (karın kaslarında olduğu gibi). Her kasta bir origo (başlangıç), bir de insertio (kasın sonucu) vardır. Origo, insertio’ya nazaran daha az hareketlidir. Kas, kas ipliklerinden yapılmıştır.
Bu iplikler kasılır intertio noktasını origo’ya doğru çeker. Yani kasın bir ucu sabit kalır {punçtum fixum) diğer ucu yapıştığı nokta(punc-tum mobili) hareket eder. Kas iplikleri çoğunlukla bir kas boyunca devam etmez, bağ doku ile diğer ipiliklere bağlanırlar. Bir kasın tam kont-raksivonu (kasılması) demek bütün ipliklerin kasılması demektir.
sternum’dan başa gider. Boyun yanlarında sulcus jugularis bulunur. Bu oluk boyun
caudal yarımında lateral’den m. brachiocephalicus, medi- al’den m. sternocephalicus, caudal’den m. pectoralis ile sınırlandırılmıştır.
Mm.
pectorales
’i delip segmentai olarak yer alan küçük kan damarları (rami perforantes) vardır. Bunlar sternum’un iç yüzünde seyreden A. thoracica interna’dan çıkıp cranial meme kompleksini besler. Hemen diafragma’nın ventral nihayetinin cranial’inde a. thoracica in- terna’dan ayrılan damar, A. epigástrico cranialis diye isimlendirilir. Bu, cartílago xyphoidea’ya yakındır ve memeleri besler. Şu halde ilk iki yahut üç çift meme rami perforantes ve A. epigástrica cranialis tarafından caudal iki çift meme kompleksi ise A. epigástrica caudalis superficialis ile beslenir. Sonki canalis inguinalis’den geçen A. pudenda externus’un koludur.
Preputium
daha önce açılmıştı. Preputium’un hemen caudal’inde
scrotum bulunur. Scrotum testisleri örter. Testis, bazı özel tabakalarla sarılmış ve bu tabakalarla yerinde muhafaza edilir. Bu tabakalar dıştan içe doğru şunlardır:
- Scrotum
-
- (deri),
- Túnica
- dartos,
-
- iki scrotumun iç yüzünde bulunur ve septum scro- ti’yi yapar.
- Fascia spermatica
- externa
-
- (fascia, yüzlek ve derin fascia’dan oluşur)
- Favcia spermatica
- interna (Túnica vaginalis communis’
-
- in fibrös tabakası), fascia transversus abdominis’i Örter, fascia’nin uzantısıdır.
- M. cremasterica
- (Túnica vaginalis communis’in
- fibrös
-
- tabakası üzerinde bulunur)
- Túnica
- vaginalis propria (peritoneum
- parietale’den
- gelir ve túnica vaginalis communis’in fibröz tabakasının hemen altında bulunur)
Scrotum
derinin devamıdır. Pigmentli olup seyrek kıllar ve tu- bulöz ter ve yağ bezlerini taşır. Túnica dartosesas olarak bağdoku (deri altı dokusu), bazı düz kas ipliklerini taşır. Bilindiği gibi testis’ler cavum abdominis’de extraperitoneal olarak teşekkül eder, muayyen bir zaman sonra aşağı doğru inerler.Bu inişte periton ve diğer fascia tabakaları da testis ile beraber iner ve scrotum’da yerleşirler. Peritonun parietal yaprağı canalis inguinalis’den aşağı iner ve başlangıç yerinde, karın duvarının ic vüzünde anulus vaginalis’i meydana getirir. Periton’un pa-
ittikten sonra testis’in etrafında tam olmayan bir örtü meydana getiril Daha doğrusu
testis, periton’un kese şeklindeki uzantısı olan processı vaginalis’in invagine olan kısmında bulunur. Ancak testis’i saran por ton yani seröz yaprak tunica vaginalis communisdiye adlandırılır. Tu nica albugiunea’sma sıkı sıkıya yapışan ancak testis’i testis fascia’sı v Hcrotum’a bağlayan lig. scrotiiçin küçük dar sahada bulunmayan tunic vaginalis propria’yı meydana getirir ve testis’in etrafında son iki tabnk uranında bir boşluk kalır.
Cavurn
vaginale, canalis vaginalis
ve onun ağzı olan anulus vc glnalİH vasıtasıyla periton boşluğuna açılır. İnsanda proc. vaginali Itayltıftıı ile ilgili hemen hemen yoktur. Cavum vaginale seröz bi boşluktur. Dolayısiyle testis’lerin scrotum içinde serbestçe hareketin yanlını odor.
Dişi ve erkek köpekte canalis inguinalis vardır. Hor iki cin at ııumdakL fark, dişide
peritoneal uzantının mevcut olmnmasıdır. Aı
— t. i. 11 <11 y I 1 1« _j
ittikten sonra testis’in etrafında tam olmayan bir örtü meydana getiril Daha doğrusu
testis, periton’un kese şeklindeki uzantısı olan processı vaginalis’in invagine olan kısmında bulunur. Ancak testis’i saran por ton yani seröz yaprak tunica vaginalis communisdiye adlandırılır. Tu nica albugiunea’sma sıkı sıkıya yapışan ancak testis’i testis fascia’sı v Hcrotum’a bağlayan lig. scrotiiçin küçük dar sahada bulunmayan tunic vaginalis propria’yı meydana getirir ve testis’in etrafında son iki tabnk uranında bir boşluk kalır.
Cavurn
vaginale, canalis vaginalis
ve onun ağzı olan anulus vc glnalİH vasıtasıyla periton boşluğuna açılır. İnsanda proc. vaginali Itayltıftıı ile ilgili hemen hemen yoktur. Cavum vaginale seröz bi boşluktur. Dolayısiyle testis’lerin scrotum içinde serbestçe hareketin yanlını odor.
Dişi ve erkek köpekte canalis inguinalis vardır. Hor iki cin at ııumdakL fark, dişide
peritoneal uzantının mevcut olmnmasıdır. Aı
— t. i. 11 <11 y I 1 1« _j
ittikten sonra testis’in etrafında tam olmayan bir örtü meydana getiril Daha doğrusu
testis, periton’un kese şeklindeki uzantısı olan processı vaginalis’in invagine olan kısmında bulunur. Ancak testis’i saran por ton yani seröz yaprak tunica vaginalis communisdiye adlandırılır. Tu nica albugiunea’sma sıkı sıkıya yapışan ancak testis’i testis fascia’sı v Hcrotum’a bağlayan lig. scrotiiçin küçük dar sahada bulunmayan tunic vaginalis propria’yı meydana getirir ve testis’in etrafında son iki tabnk uranında bir boşluk kalır.
Cavurn
vaginale, canalis vaginalis
ve onun ağzı olan anulus vc glnalİH vasıtasıyla periton boşluğuna açılır. İnsanda proc. vaginali Itayltıftıı ile ilgili hemen hemen yoktur. Cavum vaginale seröz bi boşluktur. Dolayısiyle testis’lerin scrotum içinde serbestçe hareketin yanlını odor.
Dişi ve erkek köpekte canalis inguinalis vardır. Hor iki cin at ııumdakL fark, dişide
peritoneal uzantının mevcut olmnmasıdır. Aı
loğudur. Fakat diğer evcil dişi hayvanlarda böyle bir kısa proc.
vaginalisdahi yoktur.
Scrotum’a ensizyon yapılınca hemen
tunica dortos görülür .Özellikle insanda düz kas iplikleri bulunur. Bu kas ipliklerinin kon- traksiyonu ile scrotum büzüşmüş görülür. Tunica vaginalis’in altında tunica albugineabulunur. Bu fibröz kapsula damardan zengindir ve bağdoku lamelleri ile mediastinum testisile birleşir. Mediastinum tes- tis’ini ortasından testisin uzunluğuna seyreden sağdokudan bir kordondur. Lobuli testisler septula’lar ile çevrelenir ve tubuli semineferi’leri ihtiva ederler. Spermatozoa’lar tubullerin epithel tabakasında oluşur. Bu tabaka spermatogen hücreleri ve sertoli (destek) hücreleri (bunlar spermaları besler) ihtiva eder. Tubuli seminiferi contorti’ler , tubuli recti olur ve sonkiler Rete testis’te toplanır. Lobuli testis’ler interstitial (Leyd- ing) hücrelerini de taşır. Bunlar testesteron’u imal ederler.
Hiç unutulmayacak husus şudur:
Peritoneal yüzler devamlıdır. Periton boşluğunda organ bulunmaz. Yalnız çok az seröz mayi bulunur. Bu da organların periton boşluğunun dışında rahat hareket etmesini sağlar. Daha sonra göreceğimiz gibi canalis inguinalis’in iç ve dış deliği ’’ardır.. îç deliği kas ve bağdokudan yapılır, proc. vaginalisbu delikten geçer. Anulus vaginalisiç delikte bulunur. A. ve v. pudenda exter- nus periton’un yaptığı tunica vaginalis’in dışındadır. Her iki cinsde de canalis inguinalis’in dış yüzünde seyreder ve icabında testisleri yukarı çekerler. Örneği: soğuk havalarda. Canalis inguinalis, inguinal her- nia’nın meydana geldiği yerdir. Scrotum temporatör regülatörüdür. Bazen barsak veya omentum anulus vaginalis’den girer (tunica vaginalis communisve propriaarasına) ve testis’i scrotum’a doğru iter. Testisler oval olup uzun eksenleri dorso-caudal’ dir. Epididiymis testis’ in cau- dal’inde yer alır. Taze ve orta büyüklükteki bir testis, 7, 8 - 8,2 gr. dır. Testis’in parenchyma’sı testis’in fonksiyonel kısmıdır. Tunica albuginea,testis’i sıkıca sarar ve testis’in içine septulatestis’ler gönderir.
Tunica
vaginalis’in
visceral yaprağı testis’i saran tunica albugin- ea’ya sıkıca yapışmıştır. Tunica vaginalis’inperietal yaprağı ise çok kalındır, halbuki iki tabakalı olan mesorchium çok incedir. Epididymi- dis daima testis’in lateral’inde yer alır. Ductus deferensise medial’de bulunur. Hatta bu mesorchium ile küçük bir dürüm teşkil eder. Tunica vaginalis’in dışında m. cremaster externusgörülür. Scrotum’a inmemiş ve gelişmemiş bir testis’de epididymidis’in kuyruğu testis’e karşı değildir. Fakat gubernaculum testis’ le bağlıdır (Embriyonik lig. scroti olup epididymis ile spermatik fascia arasında bulunur). Funiculus spcr-
Srkekte, Volfıan kanalı
ureter ve ductus deferensolur.